3 Mart 2010

filmleri izler..onları dinlerim..

Film izlemeyi ne kadar çok seviyorsam ..eleştirmenlerin yorumlarını okumayı da o kadar seviyorum.Hatta aynı şeyleri düşününce mutlu bile oluyorum..Benim için üç tane önemli eleştirmen vardır..ya da en sevdiğim ilk üç eleştirmen diyelim...
1.Eleştirmenlerin duayeni..Atilla Dorsay...öncelikle gazeteden sonra tv programlarından ve de kitaplarından takip ederim..Kitap Fuarı'nda kendisine kitap imzalatmıştım.Kendisi tam bir beyefendidir..bir panelde kendisini dinlemiştim..yanında birilerinin olmasına bile gerek yok..o kadar akıcı ve dolu konuşuyor ki ..dinle dinleyebildiğin kadar..
2.Mehmet Açar..kendilerini o kadar çok severim ki ..onunla ilgili küçük bir anımı anlatayım;bir sabah gazetede Atilla Dorsay Ve Mehmet Açar'ın sinema üzerine bir söyleşi yapacağını duydum..anında kendimi CNR'da buldum.Kendisini gördüğümde hemen imza almaya gittim..kendisi biraz şaşırdı..programlarını ve yazılarını çok sevdiğimden bahsettim..herhalde eleştirmenlerin imza vermesi pek rastlanılan bir şey değil..hayatım boyunca ne bir popçudan ne de oyuncudan imza almadım:)imzaladığı dergiyi hala saklarım.
3.Alin Taşçıyan..kendisinin Avrupa Filmleri hakkında yorumlarını çok severim.Her eleştirmen iyi bir yazı yazabilir ama iş konuşmaya gelince kendini dinletemez.Alin de kendini dinlettirebilen ve sevdiren bir eleştirmendir bana göre..Ayrıca kendisi FIPRESCI(Uluslararası Film Eleştirmenleri Federasyonu)başkan yardımcısı olarak bizi gururlandırmıştır.

4 yorum:

Unknown dedi ki...

eleştirmen diyince bende eşittir muhalefet geliyo aklıma nedense..o kadar emeği bi kalemde silip çiziyolar..izleyeceğim film hakkında konuşanları duymamaya çalışırım yorumlar berbat olabilir ama beğendiysem beğenmişimdir,zaten duysamda tersini yaparım =)

pariseda dedi ki...

Rıza sende bir nevi yönetmen adayı sayılırsın tabii kısa filmini bitirirsen:) çok merak ediyorum. Ayrıca eleştirmenler olmazsa iyi filmlerin değeri nasıl anlaşılır.O kadar kötü filmler var ki emek verildi diye desteklemek bana yanlış geliyor.

Adsız dedi ki...

Bir zamanlar Trt 2'de Beyazperde diye bir program vardı. Ali Hakan, Mehmet Açar, Alin Taşçıyan, Yeşim Tabak sunardı. Şahane programdı o.

Atilla Dorsay'ın bir de gezi kitabı var, "Hindistan Sıcağından Norveç Buzuluna" diye. Söylediğine göre sinemayla ilgili kitaplarından daha çok satmış gezi kitapları :)

pariseda dedi ki...

Beyazperde çok kaliteli ve severek izldiğim bir programdı.O kitabı biliyorum.Bana ilginç geldi sinema kitaplarından fazla satması:)